6 Haziran 2011 Pazartesi

VRF Klima Özellikleri

Bir dış ünite ile, gaz akış dağıtıcıları yardımıyla birden çok iç ünitenin birbirinden bağımsız olarak kontrol edilebildiği direkt genleşmeli klima sistemleridir.Gerektiği kadar soğutucu akışkan doğru faz ve doğru zamanda ihtiyaç duyulan iç üniteye sevk edilerek ısıtma ve soğutmada kullanılması sağlanır.

VRF Klima Sisteminin Üstünlükleri

- Düşük işletme maliyeti,
- Yatırımın en kısa sürede geri dönmesi,
- Düşük ses seviyesi,
- Az alan işgali,
- Konforun hızla sağlanması ve dağıtılması,
- Yüksek güvenilirlik,
- Kullanım alanlarında daha yüksek konfor,
- Yüksek tasarım esnekliği,
- Daha çok insan için daha iyi konfor kontrolü,
- Sistemin yıllık çalışma süresinde artış,
- Enerji tasarruflu, ozona zarar vermeyen R410A soğutucu akışkan kullanılması,
- Merkezi klima ve bireysel klima sistemlerinin her ikisine birden alternatif tek sistem olması ,
- Montaj kolaylığı ve yüksek montaj hızı ile bitmiş binalarda da en uygun klima sistemi,
- Dış ünitelerin hafifliği, taşınma kolaylığı ve küçük alanlara gereksinim duymaları,
- Bireysel ve tek bir merkezden kontrol imkanı sağlaması,
- Kolay dizayn kullanıcı nezninde daha uygun çözümler sunulmasına olanak sağlar,
- Isıtma için ayrı bir sisteme ihtiyaç duyulmaması (-15C’ye kadar Heat Pump’lı ısıtma),
- Bina otomasyon sistemine uygunluk.

VRF Klima Sistemi Kullanım Alanları

- Birbirinden bağımsız birden fazla bölgenin iklimlendirme ihtiyacının olduğu ve yük ihtiyacının sürekli değiştiği otel, hastane, ofis, alış veriş merkezi, restoran, mağaza, tiyatro, sinema gibi yapılar,

- Bina içinde soğutucu gaz borularına göre çok büyük yer kaplayan hava kanalları ve ısıtma soğutma boruların geçirilmesinin zor olduğu yapılar,

- Mekanik tesisata yeterince yer ayrılamayan, soğutucu sistemin açık havaya (çatı,bahçe) konulması gereken yapılar,

- Ayrı bölümlerindeki kiracı gruplarının kendilerine özel iklimlendirme faturası istediği (harcanan enerji kontrolü) iş merkezleri, plazalar,

- Her noktasında konfor istenen villalar ve konutlar,

- Cam giydirme cepheli binalar,

- Mimari unsurların ön planda olduğu ya da dış cephesinde deformasyon istenmeyen tarihi yapılar,

- İşletme maliyetinin düşük olmasının istendiği tüm projeler.

Taşınabilir Klimalar

Taşınabilir klimalar veya taşınabilir A/C bir evin veya ofisin içinde kolaylıkla taşınabilen tekerlekli bir klimadır.Günümüzde yaklaşık 6000’den 60000 BTU/h’a(1800’den 4100W çıkış) ve elektrikli ısıtıcılı veya ısıtıcısız olan çeşitleri mevcuttur.Taşınabilir klimaların split ve boru olmak üzere iki çeşidi vardır:

Split bir sistem esnek borularla dış üniteye bağlı tekerlekli bir iç üniteye sahiptir, sabit split sistemlere benzer.

Boru sistemleri ise Havadan havaya ve Monoblok hava kanallarıyla dış havaya bağlanmışlardır.Tüm soğutma sistemlerinin bir özelliği de bir kompresör kullanmanın su üretmesidir."Monoblok" versiyon suyu bir kovada veya tepside toplar ve dolduğunda durur. Havadan havaya versiyon, ise suyu yeniden buharlaştırır ve bunu bir hortumla attığından akış sürekli olur.

Tek bir kanal, kondenseri soğutmak için odanın dışından hava çeker.Daha sonra bu hava dışarıdaki veya diğer odalardaki sıcak hava ile değiştirilir, bu yüzden verim düşer.Bununla birlikte çağdaş üniteler 1’e 3 oranında çalışırlar; yani 3kw’lık bir soğutma için 1 kw enerji kullanılır.

Taşınabilir klimalar arabalarda veya evlerde kullanılanlara benzer şekilde ısı değişimi için havayı kullanan kompresör bazlı soğutkan sistemlerdir.Böyle sistemlerde hava sğutuldukça nemi de azalır.


Yaklaşık olarak, 37 metre karelik bir alan 12000 BTU/h’le soğutulabilir(12000 BTU/h bir tonluk hava soğutmaya eşittir).Bununla birlikte Toplam ısı yükünü etkileyen diğer faktörleri de göz önünde bulundurmamız gerekmektedir..

Klima ile ilgili kavramlar

Nemli Hava : Çevremizi saran hava yalnızca N2 ve O2'den oluşmaz yüksek oranda su da bulunur. Su buharı miktarı çevre şartlarına bağlı olarak değişir. Havanın içerisindeki aşırı nem insanlar için rahatsız edici boyutlardadır. Sıcaklığın aynı olmasına rağmen nem oranı yüksek hava daha çok rahatsız edicidir.
    Mutlak nem : 1 m3 nemli havanın içerdiği su buharı miktarının kuru hava miktarına oranına mutlak nem denir. Mutlak nemi 1 kg. kuru havanın içerdiği su buharı miktarı olarakta tanımlamak mümkündür.
    Bağıl Nem : Mevcut havada bulunan su buharı miktarının aynı sıcaklıkta doymuş havada bulunan su buharı miktarına oranıdır.
    Çiy Noktası : Havanın içindeki su buharının yoğuşmaya başladığı sıcaklıktır. Başka bir ifadeyle mevcut havanın içindeki su buharı miktarını değiştirmeden doyma durumuna getirildiğinde ölçülen sıcaklığıdır.
    Yaş Termometre Sıcaklığı : Belirli bir su kütlesinin doygun olmayan hava tarafından etkilendiğini varsayalım suyun

sıcaklığı bu havanın sıcaklığından daha büyük olursa sudan havaya ısı geçişi başlar ve su ağır ağır buharlaşarak soğur. Suyun sıcaklığı havanın sıcaklığına eşit olunca sudan havaya ısı akımı durur. Ancak hava doygunlaşmadığı için buharlaşma devam eder. Buharlaşmanın devam etmesi suyun sıcaklığının havanın sıcaklığının altına düşmesine neden olur. Bu durumdada havadan suya ters ısı akımı başlar . Belli bir noktadan sonra ısıl denge sağlanır. Havayla suyun arasındaki ısıl dengenin sağlandığı sıcaklığa termodinamikte ve klima tekniğinde yaş termometre sıcaklığı denir. Üzerine ıslak pamuk sarılmış bir termometrenin gösterdiği sıcaklık yaş termometre sıcaklığıdır. kısaca mevcut havanın ısısını değiştirmeden doyma durumuna getirilerek ölçülen sıcaklığa yaş termometre sıcaklığı denir.

    Kritik Basınç : Kompresörün çalışması için gerekli olan basınçtır.

Nem kontrolü

Soğutucu iklimlendirme cihazları genellikle sistem tarafından işlenen havanın nemini azaltır.Görece soğuk(çiğ sıcaklığının altı) evaporator(buharlaştırıcı) boruları işlenen havadan aldığı su buharını yoğunlaştırır,(buz gibi bir içeceğin şişesinin dışında suyun yoğunlaşması gibi), suyu bir kanala gönderir ve su buharını soğutulan alandan alarak, bağıl nemi düşürür.İnsanlar, deriden terlemenin doğal buharlaşmasıyla doğal serinlemeyi sağlamak için terlediklerinden, daha kuru hava(bir noktaya kadar) sağlanan konforu arttırır.İnsanın rahatlığı için klima, yaşanılan yerde, %40-60 bağıl nem yaratıcak şekilde tasarlanmıştır.Perakende yemek satış kuruluşlarındaki büyük, açık dondurucular yüksek verimli hava nem giderme üniteleri olarak çalışırlar.

Bazı iklimlendirme üniteleri havayı soğutmadan kuruturlar ve daha doğru şekilde nem giderici olarak adlandırılırlar.Normal bir iklimlendirme cihazı gibi çalışırlar ancak giriş ve çıkış arasında bir ısı değiştiricisi vardır.Konveksiyon fanlarıyla birlikte kullanıldıklarında,nemli tropikal iklimlerde, bir hava serinleticiyle aynı konfor seviyesine ulaşırlar, fakat onların üçte biri kadar elektrik tüketirler.Hava serinleticiler tarafından yaratılan hava akımını rahatsız edici bulanlar tarafından da tercih edilirler.

Multi İnverter Klima

Multi Inverter Klima sistemleri, ürün çeşitliliği ve uzun borulama imkanı ile montaj kolaylığı, DC inverter teknolojisi ile güç ve konfor, A enerji sınıfı ile tasarruf, kullanımı kolay kontrol sistemleri ile bireysel ve merkezi kontrol imkanı sağlar. Hem konutlar hem de otel, ofis binası gibi ticari mahaller için uygun iklimlendirme çözümleri sunar.

Kapasite aralığı:

İç üniteler : 7.000 – 24.000 Btu/h
Dış üniteler : 14.000 – 56.000 Btu/h



Multi İnverter Klima Sistemlerinin Üstünlükleri:

* Çevreyle dost R410A soğutucu
* 7 dış ve çok sayıda iç ünite modeli ile kombinasyon imkanı
* A9UW566FA3 dış ünite modeli ile 30 m yükseklik farkı ve 145 m borulama mesafesi
* Güçlü DC inverter kompresör
* A Enerji seviyesi
* % 160 ‘a kadar diversite imkanı
* Bir dış ünite ile 9 adet iç ünite ve 73.000 Btu/h toplam kapasite kullanabilme kabiliyeti.
* İnce ve kompakt dış ünite ölçüleri
* Korozyonu önleyen Gold Fin kaplama
* Duvar tipi ve Artcool iç ünitelerde; JET COOL, uyku modu, doğal rüzgar esintisi CHAOS salınım, NEO Plazma filtre, otomatik iç ünite kurutma fonksiyonu
* Kaset tipi iç ünitelerde; plazma filtre, BLDC fan motoru ile düşük ses seviyesi, drenaj pompası
* Gizli tavan tipi iç ünitelerde; drenaj pompası, ESP kontrol

Hava perdesi

Hava Perdesi, sabit hızda ve yüksek debiyle hava üfleyen bir cihazdır.

Hava perdeleri, bir mekanın iç ortamının havasını korumaya yarar. Klima vb. cihazlarla ısıtılmış ya da soğutulmuş ortam havasının, dışarıdan gelebilecek soğuk ya da sıcak hava ile ısı değişikliğine uğramasını engeller. Hava perdesi bunun yanı sıra koku, toz, sinek, böcek, bakteri gibi oluşumların da iç ortama girmesini engeller.

Genellikle işyerlerinde, sürekli açık kalması gereken kapı üstlerine çoğunlukla yatay, bazen de kapı yanlarına dik olarak monte edilerek çalıştırılan hava perdesi, iç ve dış ortam arasında görünmeyen bir perde oluşturarak yalıtım ve ısı tranferinin durdurulmasıyla da enerji tasarrufu sağlar. Uygun kullanımlarda bu tasarrufun % 80'e vardığı saptanmıştır[1].

Hava perdeleri kapı genişliği ve yüksekliği esas alınarak modellendirilmekle birlikte, ısıtıcılı, buhar ya da parfüm serpantinli vb. modelleri de bulunmaktadır. Görünüş olarak bir klimanın iç ünitesini andırmaktadır.

Klima Santrali ve Parçaları

EMİŞ DAMPERİ: Emiş damperi sistemi iç ünite kısmına bağlayan bölümdür. Emiş damperi klima santralinin bina ile bağlantı kısmı olup hava girişini mekaniksel kontrol elemanları ile kısıtlamamızı sağlar.Emiş damperine filitre takarak içeriden gelen istenmedik zerrecikleri ünite içine alıp kompresörle tekrar sisteme basmamızı engelliyebiliriz.
Emiş damperi klima santralinin girişindede olabileceği gibi odaların tavanlarında, duvarda bulunmaktadır.Emiş damperi bir nevi atık havayı toplama ve bazı yerlerde toplarken filtre edilmedede kullanılır.
DAMPER MOTORU: Damper motoru ise içerden gelen atık havayı emmek için kullanılır.
LASTİK TAKOZ: Lastik takoz motorun titreşimden yaratacağı gürültüyü sönümlemek için kullanılır.
SALYANGOZ: Salyangoz ise içeriden gelen emilmiş havayı haznesinde toplayarak sürkülasyon ile ağzında bulunan kompresör vaıstasıyla ön işleme sistemine göndermekte kullanılır.
KOMPANSATÖR: Kompansatör ; klima santrali gövdesi ile egzos tahliye borusu bağlantısı fittings elemanıdır.
KARIŞIM DAMPERİ: Karışım damperi ; sisteme basılacak hava ile dışarıdan alınacak hava karışımını takriben ayarlayan kontrol elemanıdır.
EGZOS DAMPERİ: Egzos damperi ise dışarı atılacak ağzos havasını takriben ayarlamak için kullanılan kontrol elemanıdır.
TAZE HAVA DAMPERİ: Dışardan alınacak temiz havayı içeriye alınacak oranı takriben ayarlamak için kullanılan kontrol elemanıdır.
ÖN FİLTRE: Ön filtre ise karışım ve egzos havasından gelen büyük tanecikleri yakalamk için kullanılır.
TORBA FİLTRE: Torba filtre sistemden gelen küçük (toz vb.) tanecikleri haznesine alarak sisteme girmesini engeller
SOĞUTMA SERPANTİNİ: Sistem yaz konumunda iken içeriye basılacak havayı kanllarında soğutarak, sistemde soğuk havanın oluşmasını sağlayan soğutma cihazıdır.
ISITMA SERPANTİNİ: Sistem kış konumunda iken içeriye basılacak havayı kanllarında ısıtarak, sıcak havanın oluşmasını sağlayan ısıtma cihazıdır.
EMİŞ SENSÖRÜ: Sisteme havanın emilip emilmediğine dair bizi haberdar eden herhangibir durumda kontrol panelinde bize oluşan arızayı bildiren elektronik klima santral elemanıdır.
TAZE HAVA SENSÖRÜ: Sisteme taze havanın geçiş sağlayıp sağlamadığından bizi haberdar eden
herhangibir durumda kontrol panelinde bize oluşan arızayı bildiren elektronik klima santral elemanıdır.
ÜFLEME SENSÖRÜ: Sisteme havanın basılıp, basılmadığına dair bizi haberdar eden herhangibir durumda kontrol panelinde bize oluşan arızayı bildiren elektronik klima santral elemanıdır.
DAMLA TUTUCU: Sistem soğutma işlemine geçince içeriden basılan havanın nemi fazlalığı bünyesinde toplayıp sifondan ünite dışına akıtan hareketli parçası olmayan cihazlardır
DONMA TERMOSTATI: Sistemde oluşacak donma tehlikesine karşın elektronik panelde uyarılmamızı sağlayan ısı algılayıcısıdır.
PROSESTAT: Hava seviye şamandırası olarak içeride bulunan hava sevyesini dengede olup olmadığını kontrol panelinde bize haber verir.

Otomobil endüstrisinde klima

Otomobil endüstrisinde klima
Otomobillerde kullanılan klimaların ana parçaları [değiştir]

    1 . Kompresör : Sistemin içinde gaz halinde bulunan akışkanı yüksek basınçlı gaz haline dönüştürüp devreye pompalar.
    2 . Kondenser : Yüksek basınç ve sıcaklıkta , gaz halindeki akışkanın yoğuşma gizli ısısını atarak sıvı hale geldiği yerdir.
    3 . Evaporatör : Düşük basınç ve sıcaklıktaki sıvı akışkanın buharlaşma gizli ısısını ortamdan çekip akışkanın gaz haline geldiği yerdir.
    4 . Receiver : Sistemin içinde dolaşan akışkanı depolar , içindeki nem ve pislikleri alır.
    5 . Evaporatör Fanı : Elektrik motorundan aldığı tahrikle çalışan fan evaporatörün üzerinden aldığı soğuk havayı kanallara üfler
    6 . Kondenser Fanı : Elektrik motorlu fan kondenser ısındığı zaman termostatı sayesinde devreye girerek soğutma yapar
    7 . Kompresör Kasnağı : Motor kayışından aldığı tahrikle kompresörün çalışmasını sağlar

Klima kullanımının sürüş güvenliğine etkisi

Sıcaklığın 21 ile 27 derece arasında olduğu bir ortamda yapılan test sürüşünde otomobilin içine yerleştirilen hoparlörlerden zil çalması , korna sesleri , itfaiye sireni vb. gibi sesler verilerek sürücünün bu sesleri zamanında duyup duymadığını kontrol etmek için bir pedala basması istenmiş . 27 dereceye ulaşıldığında sürücünün seslere gösterdiği reaksiyon süresinin % 20 ve daha da üzerinde oranlarda arttığı saptanmış. Ayrıca sıcaklık 27 derecedeyken 21 derecenin iki katı oranında sinyal dikkate alınmayarak atlanmış. Yüksek ısıdan etkilenen sürücünün 0,5 promil oranında alkol alan bir sürücüyle aynı durumda olduğu saptanmış. Bir çok kazaya yol açan saniyelik uykunun %32'si yüksek sıcaklık nedeniyle meydana gelmektedir.

Otomobillerde klima nasıl kullanılmalıdır ?
    Klima kapalı konumda bulundurulmalı . Otomobilin motoru çalıştırılıp motor ısıtılmadan kesinlikle klima çalıştırılmamalıdır
    Isınmış havanın hızla dışarı çıkabilmesi için camlar kısa bir süre açık tutulmalıdır.
    Klima çalıştığı zaman hava sıcaklık düğmesi soğuk konumda olmalıdır.
    Motor çalıştıktan sonra klima önce düşük devirde istenirse daha sonra yüksek devirde çalıştırılmalıdır
    Klimalar açıldığı zaman hava kesinlikle kişilerin gövdesine direkt olarak gitmemelidir
    Üflemeler tabana ve camlara verilmelidir.

Mini VRF Klima

Mini VRF Klima

MiNi VRF Klima sistemi, estetik görünüm ve sessiz çalışmanın ön planda tutulduğu, mağaza, ofis, otel ve büyük binalar gibi farklı ticari mekanlarda, konut ve villalarda en iyi performansı sağlayacak şekilde geliştirilmiştir.MiNi VRF Klima sistemi küçük boyutları sayesinde her alana kolayca monte edilebilir.

Temel Özellikler

- 4, 5 ve 6 HP’lik üç farklı dış ünite seçeneği,

- 4.61 COP (4 HP) oranı ile dünyanın en iyisi,

- Tek bir dış üniteye 9 iç ünite bağlanabilme,

- R410A akışkanlı,

- 13 model, 81 tipte iç ünite ile maksimum esneklik,

- İnverterli DC twin-rotary kompresör yüksek verimlilik ve tam güvenilirlik sağlar,

- Sessiz çalışmanın istendiği ortamlarda PMV kit uygulama imkanı,

- Dış ünite ile iç ünite arası yükseklik farkı maksimum 30 m’dir,

- İç üniteler arası yükseklik farkı 15m’dir,

- Maksimum gerçek boru uzunluğu 100 m ‘dir,

- Toplam boru uzunluğu 180 m ‘dir,

- Kompakt dış ünite tasarımı sayesinde her yere kolaylıkla monte edilebilir.

Yeni teknolojileri kullanarak ve komponentlerde yapılan iyileştirmeler ile 4,61 COP değerine ulaşılmıştır. Böylece iklimlendirilecek alan hızla konfor koşullarına ulaştırılırken, elektrik tüketimi de minimuma indiriliyor.

Daha Sessiz İç Üniteler

İç ünite içerisine yerleştirilmiş olan PMV’ler nedeni ile soğutucu akışkan akış sesi oda içerisinde nadiren de olsa duyulabilir. Bu nedenle sessizliğin ön planda tutulduğu yatak odaları, toplantı odaları ve kütüphanelerde iç ünite dışına takılacak opsiyonel PMV ile ses seviyesi düşürülebilmektedir.

Merkezi Klima Sistemlerinin Karşılaştırılması

ÖZET
Ülkemizde kullanılan başlıca merkezi klima sistemleri, kullanım alanları, avantajları ve dezavantajları açılarından incelenmiştir.
Sonuç olarak genel bir karşılaştırma yapılmıştır.
Not: Bilgiler Makine Mühendisleri Odasından alındığı için şekiller yoktur. Yazılar okunduğunda yeterince açık olduğu için şekilde gerek yoktur.

1. GİRİŞ
KLİMA, sistemleri kapalı bir bölmenin sıcaklığının, nemliliğinin ve hava hareketlerinin, dışarıdaki koşullardan bağımsız olarak denetlenmesinde kullanılır.
Klima sistemlerinin tasarımında, birçok koşulun göz önüne alınması gerekir. Sistem seçiminde göz önüne alınması gereken pek çok kriter vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
• Konfor
• Servis bakım sıklığı ve kolaylığı
• İşletme kolaylığı
• Çevre faktörü
• Sistem maliyeti
a) İlk tesis maliyeti
b) İşletme maliyeti
c) Yatırımın geri dönümü hesapları
• Binanın konumu
a) Coğrafik durumu
b) Yönü
c) Şekli

1.1.7. Binanın kullanımı
a) Ne maksatla kullanılacağı
b) İnsan sayısı
c) Ekipmanlar
d) İşletme

• Binanın Tipi
a) Konstrüksiyonu
b) Şekli
c) Eski ve yeni oluşu

• Enerji
a) Mevcut Enerjiler
b) Fiyatlar

• Sistem tipleri
a) Hava’lı sistemler
b) Su’lu sistemler
c) Paket cihazlar (havalı-sulu)
d)Yukarıdakilerin Kombinasyonu

• Sistem Kontrolü
a) Zon kontrolü
b) Her mahalin bağımsız kontrolü

Klima Sistemlerinin Zonlarda Sağlaması Gereken Şartlar ise Şöyle Sıralanabilir:
-Zon konfor sıcaklığı (kuru termometre)
- Bağıl nem
- Minimum sirkülasyon hava değişimi
- Minimum taze hava miktarı
- Zonların basınçlandırılması
- Konfor ses seviyesi.

2. KLİMA SİSTEMLERİ
Bir mahalin ısıtma ve/veya soğutma yükü ait olduğu mahal için öngörülmüş olan konfor şartlarının sağlanması ve bunu takiben korunabilmesi için mahale birim zamanda verilmesi (ısıtma) ve/veya mahalden çekilmesi (soğutma) gereken ısı enerjisidir.
Mahalin ısıtma ve/veya soğutma fikri be lirlendikten sonra, yükün karşılığı olan enerjinin mahale ve/veya mahalden nasıl transfer edileceği sorusu önem kazanmaktadır.
Günümüz teknolojisinde kullanılan başlıca sistemler şunlardır:
a) Tüm Havalı Sistemler
b) Fan - Coil Sistemleri
c) Değişken Soğutucu Debili (DSB) Sistemler

2.1. TÜM HAVALI SİSTEMLER
Tüm havalı sistemler ofis, okul, üniversite, laboratuvar, hastane, otel, temiz odalar, bilgisayar odaları, hastane ameliyat odaları, araştırma-geliştirme tesislerinde ve endüstriyel ticari tesislerde kullanılmaktadır.
Tüm havalı sistemler, iki ana kategoride sınıflanmaktadır:
2.1.1. Tek kanallı sistemler
2.1.2. Çift kanallı sistemler

2.1.1. Tek kanallı sistemler
Bu sistemlerde birer adet ısıtma ve soğutma serpantinleri bulunmaktadır. Hava dağıtımını gerçekleştiren bir ana kanal mevcuttur ve hava dağıtımı bu kanal vasıtasıyla yapılır.Bu basit kanal dağıtımında, tüm terminal kutuları aynı sıcaklıktaki hava ile beslenir.
Tek kanallı sistemler de kendi aralarında guruplara ayrılır:
A) Sabit hava debili sistemler
B) Değişken hava debili sistemler
C) Çift kanallı sistemler

Sabit hava debili sistemler
a) Tek zon’lu sistemler
b) Çok zon’lu ve tekrar ısıtmalı (Reheat)
c) Bypass’lı sistemler

Değişken hava debili (DHD) sistemler
a) Tekrar ısıtmalı (Reheat)
b) İndüksiyon (Induction)
c) Fan powered (Fanlı kutulu)
d) Çift kanal sistem kombinasyonlu (Dualconduit)
e) Değişken püskürtmeli (Variable diffusers)

2.1.1.1 Sabit hava debili sistemler
Sabit hava debili sistemler, iklimlendirilen hacimlerin yük değişimlerine, içeriye verdikleri havanın sıcaklığını değiştirmek suretiyle, uyum sağlarlar (Şekil 1).

2.1.1.2 Değişken hava debili (DHD) sistemler
Şekil 2’de görüldüğü gibi, bir DHD sistemi kontrol kutuları vasıtasıyla, daha ziyade hava miktarlarını değiştirerek hitap ettiği hacmin ısıtma, soğutma düzenini sağlar ve dizayn şartlarını korur. Veriş havası genelde sabit sıcaklıkta olup mevsime göre bu sabitlik derecesi değişebilir.
Değişken hava debili sistemler, binanın iç bölümlerine de uygulanabilir. Bu tatbikat ayrı ayrı fanlar ile yapılabildiği gibi müşterek fanlar ile de olabilir. Bu durumda binanın kabuk bölümünde munzam olarak ısıtıcı kullanılabilir. Özellikle dış kabuk bölümünde kullanılan DHD sistemi, solar yüklerin ve dış sıcaklığın değişmesi nedeniyle, verilen hava miktarının değişimi işletmede büyük enerji tasarrufu elde edilmesini sağlar. DHD sistemlerde, nem kontrolü bir yeterlilik problemidir. Eğer nemlilik, araştırma ve geliştirme laboratuarlarında olduğu gibi kritik bir etken ise bu takdirde, sabit hava debili
sistemleri kullanmakta yarar vardır. Konferans ve toplantı salonlarında, restoranlarda olduğu gibi duyulur ısı oranı düşük ise, kısmi yük durumları için DHD kutuları %50 minimumda kullanılmalı ve tekrar ısıtma düzeni eklenmelidir. Bu suretle hava hareketleri de azalmış olmaktadır. DHD üniteleri şu şekilde gruplandırılabilir.

2.1.1.2.1. Tekrar Isıtmalı DHD Sistemi
Bu sistemde terminal kutularında bulunan ısıtıcılar aracılığıyla sistem iç ve dış zonlarda gereğinde ısıtma ve soğutma elde edile bilme esnekliğine sahip olmaktadır. Tekrar ısıtmak DHD sisteminde, kontrol önce havayı kısar, ardından kısılmış havayı ısıtır. Bu durum sabit hava debili – ısıtıcılı sistemlere göre işletme masrafı fazla gibi görülebilir. Çünkü burada primer hava soğutulmuş bir havadır.

2.1.1.2.2. İndüksiyonlu Sistemler
Bu sistem, hava miktarları azaltılmaya başlandığı zaman soğutmayı azaltmaya ve sıcaklığı yükseltmeye başlar. Yani tekrar ısıtma serpantinine gerek bırakmadan, hacme sabit miktarda hava verir. Bu düzenek ters anlamda sabit hava debili sistemlerde tarif edilen bypass’lı sistemlere benzer (Şekil 3).

2.1.1.2.3 Kendinden Karıştırmalı Isıtma Havalandırma-Klima Terminalli Sistem
Terminal ünitesi sabit hava debisinde çalışır. Primer hava, merkezi klima santralinde şartlandırılır. Şartlandırılmış primer havanın hızı terminal ünitesinin ucundaki nozul vasıtasıyla artırılır, odadan dönen indüksi yon havası ile karıştırılarak ortamın taze hava ihtiyacı sağlanır. Terminal ünite bataryası kışın kazandan gelen (90-70°C, 70-65°C) sıcak su ile, yazın ise soğutma grubundan veya diğer ısı kaynaklarından gelen (5-10°C, 6-11°C) soğuk su ile beslenir.

2.1.1.2.4. Fan-Powered Terminal Sistemler
Bu sistemler havayı paralel veya seri olarak mahale sevk eden DHD sistemleridir (Şekil 4). Paralel akışlı terminalde kutu içindeki fan birincil hava akış yolu dışına konmuştur. Bu nedenle fan kesik olarak çalışabilmektedir. Seri akışlı terminalde fan, birincil hava akımının içine yerleştirilmiştir. Bu şekilde terminalin hitap ettiği hacim devreye girdiğinde fan sürekli çalışır. Seri ve paralel fan-powered sistemlerinin seçilmesinin nedeni, sistemin zonlara ilettiği havanın, yük azalsa dahi, maksimum miktarı muhafaza etmesidir.

2.1.1.2.5. DHD + Sabit Debili Sistem
Bu sistemde iki adet verici kanal vardır. İlk olarak sabit hacimli sistem faaliyete geçer. Değişen dış şartlara göre, ısı transmisyonundaki değişimleri, yaz ve kış için her iki sistem dengeler. Genellikle sabit debili sistem pik yükleri karşılamak üzere düzenlenmiş olup limitlidir. Bu sistemde ısıtma gereksinimini sabit debili birinci sistem karşılamakta, soğutma etkisini de ikinci (DHD) sistem minimum akışla gidermektedir. İkinci (DHD) sistem soğutma işlemini, yıl boyunca değişken şartlara göre hava debisini değiştirerek sağlamaktadır (Şekil 5).

2.1.1.2.6. Değişken Havalı Difüzörler
Bu sistemde difüzörlerin, oda şartlarına göre ayarladıkları hava miktarlarını değiştirmelerine karşın, hava atış hızları sabit kalmaktadır. Düzenek kanaldaki basınca göre çalıştığından, kanal dizaynında bu durum gözönüne alınmalıdır (Şekil 6).,

DHD Sistemi Avantajları
- İyi dizayn edildiği takdirde konfor şartlarını sağlayan ve düşük enerji sarfiyatı olan
sistemdir.
- Gün boyu değişen soğutma ve ısıtma yüklerine uyumludur.
- Senenin büyük kısmında, %100 taze hava ile çalışıldığından dolayı zonlarda iç hava kalitesi mükemmeldir.
- Fleksibilite iç bölümlemeye uygun, DHD difüzörleri kullanıldığında her türlü bölümlemeye uygun maksimum fleksibilite eldesi sağlar.
- Bina otomasyonu ile birlikte kullanılarak minimum taze hava debileri sağlandığında, minimum enerji harcaması ile iç hava kalitesinin temini, bakım kolaylığı, işletme kolaylığı, istenilen konfor sıcaklıklarının ve ses seviyelerinin temini sağlanabilmektedir.

DHD Sistemi Dezavantajları;
- İlk yatırımı 4-borulu Fan-Coil sistemi ile yaklaşık aynıdır.
- Dumping problemleri vardır.
- Stabilite problemleri vardır.
- DHD sistem teknolojisinin iyi anlaşılamamış ve elemanlarının doğru seçilememiş olmasından sorunlar kaynaklanabilmektedir.

2.1.1.3 Çift Kanallı (Dual-Duct) Sistemler
Bu sistemler de merkezi bir cihaz ve şartlandırılacak alanlara paralel giden iki adet kanaldan oluşmuştur. Kanalın bir tanesi sıcak hava diğeri ise soğuk hava taşımaktadır. Her zona, içerideki yükün karşılanacağı oranlarda sıcak ve soğuk hava karıştırılarak verilir. Bir çift kanallı sistem tek kanallı DHD sisteme nazaran daha çok enerji sarf eder. Fakat tekrar ısıtma düzeni gibi akışkan boruları, sızıntı tehlikesi bulunan kullanım alanı tavanlarda dolaştırılmaz (Şekil 7).

Bu sistemler sabit veya değişken debili olarak dizayn edilebilir.
a) Çift kanallı, sabit debili
b) Çift kanallı, değişken hava debili
c) Çok zonlu, sabit debili
d) Çok zonlu, değişken hava debili

2.2. FAN-COIL SİSTEMLERİ
Genel olarak fan-coil sistemi; içerisinden ısıtıcı ve soğutucu akışkanın geçtiği serpantin ile mahal arasındaki ısı transferi sonucu mahalin ısıtma ve soğutma yüklerinin alınarak istenilen mahal sıcaklığının sağlanması olarak açıklanabilir. Fan-coil cihazı, diğer adıyla üflemeli konvektör veya salon tipi sıcak hava cihazı, kanatlı borulardan serpantini üstte, altta ise hava hareketini sağlayan radyal fan ve filtresi bulunan bir ısıtma, soğutma elemanıdır. Fan-coil sistemi; fan-coil cihazı, primer hava sistemi ve kanallaması, hava filtresi, egzost sistemi ve kanallaması, üfleme ve emiş menfezleri, otomasyon sistemi, soğutma ve ısıtma suyu dağıtım sistemlerinden oluşur.
Fan tarafından filtreden geçerek emilen hava serpantin yüzeyini yalayarak ortama üflenir. Fancoil üniteleri kasetli veya kasetsiz tip olarak imal edilmekte olup, pencere önüne
asma tavan içine veya pencere önünde bir kaşe içine yerleştirilebilmektedir. Çok katlı ofis binaları, oteller, moteller ve hastanelerde kullanılmaktadır. Fan-coil sistemlerinin ana problemi olarak dile getirilebilecek ana konular mahallerdeki taze hava ihtiyaçları karşısında çaresiz kalmaları ve de ses seviyeleridir. Dış ortamla yapılacak kontrolsüz bir fiziksel bağlantı yerine, ihtiyaç duyulan taze havayı merkezi olarak şartlandıran ve mahallere dağıtan bir primer havalandırma sisteminden bahsetmek daha doğru olacaktır.

2.2.1. İki Borulu Fan-Coil Sistemi
2 borulu fan-coilde serpantinden kışın sıcak su (ısıtma amaçlı), yazın ise soğuk su (soğutma amaçlı) geçilir. Kısaca 2 borulu fan-coil sistemi mevsime göre ya ısıtır ya da
soğutur (Şekil 8). Yurdumuzda pek çok uygulama alanı bulunmasına karşın dünyada kullanımı gerilemektedir.

2.2.2. Dört Borulu Fan-Coil Sistemi
Bu sistemde soğuk su gidiş-dönüş ve sıcak su gidiş-dönüş olmak üzere 4 boru mevcuttur. Ayrıca drenaj borusu da kullanılmaktadır. Terminal ünitelerde genelde biri ısıtıcı biri de soğutucu olmak üzere 2 ayrı serpantin mevcuttur. Bu sistemde primer taze hava için veya sekonder su devrelerinde zonlama yapmaya gerek kalmamaktadır. Sistemin özelliği aynı zaman diliminde farklı sıcaklıklar hisseden bölgelerde dizayn edilen konfor şartlarına ulaşmamızdır. Şöyle ki; bir dış çevre cephe veya zonda ısıtma diğer bir dış çevre cephe veya zonda da soğutma yapmamız mümkün olmaktadır (Şekil 9).

2.2.3. Çoklu Zon Otomasyonlu Fan-Coil Sistemi
Bu sistem, birden fazla ortama hitap edebilen bir klimatizasyon sistemidir. İç ve dış ünite ile kumandaları arasında Superlynk olarak adlandırılan elektronik altyapıyı kullanır. Her bir iç üniteyi ayrı ayrı kontrol edebilme yeteneği, işletme masraflarını en aza indirir. Servis kolaylığı gelişmiştir: İç ve dış ünitelerin hataları uzaktan kumanda üzerinde gösterilir. Soğutkanın gizli ısısı kullanıldığı için taşınma işlemine ek bir güç harcanmaz. Soğutkanın taşınması sırasında pompalar, vanalar ve yüksek debili borular kullanıl madığı için tesisat gürültüsü yoktur. Yüksek teknoloji ürünü büyük çaplı fanlar sayesinde düşük ses seviyesi ile konforlu bir klimatizasyon sağlar. Bu sistem boiler, pompa, su boruları ve tanklar gibi büyük hacimli elemanlar içermediği için sadece ona ayrılmış bir hacime gereksinim duymaz. Böylelikle o alan, depolama ya da garaj gibi kullanılabilir.
Ara tesisat uzunluğu 100m, dış ünite ile iç üniteler arası maksimum yükseklik farkı 50m, aynı dış üniteye bağlı en alt ve en üst iç üniteler arası maksimum yükseklik farkı da 15m’dir. Bütün üniteler merkezi sistemden kapatılıp açılabilir. 18°C ile 30°C arası 1°C hassasiyetle sıcaklık ayarı yapılabilir.

Dört Borulu Fan-Coil Sisteminin Avantajları
- 2 borulu sisteme nazaran çok flexible ve yük değişimlerine ani cevap veren bir sistemdir.
- İşletmesi çok basittir.
- Yaz-kış change-over yapılmasına gerek yoktur.
- Verimliliği fazla, işletme masrafları azdır.

Dört Borulu Fan-Coil Sisteminin Dezavantajları
- Yatırım maliyeti yüksektir.

2.3. DEĞİŞKEN SOĞUTUCU DEBİLİ (DSD) SİSTEMLER
Değişken Soğutucu Debili Sistem (DSD) merkezi sisteme alternatif olarak geliştirilen ve günümüz akıllı binalarının ihtiyacını tam olarak karşılayabilecek bir sistemdir. Modüler yapısıyla çok katlı bir binadan, bir tek villaya kadar her türlü yapıda tam bağımsız kontrol imkanı vermektedir. Inverter teknolojisi ve değişken gaz debisi ile enerji tasarrufu
sağlamaktadır. Geniş kazan dairesi, yakıt tankı vb. tesisat mahalleri gerekmediğinden önemli bir yer tasarrufu sağlar. Ayrıca DSD Sistem, basit yapısı ile çok az yer kaplar. Soğutucu akışkanın boru çapları da oldukça küçüktür. Bu durumda daha az tesisat şaftı ve asma tavan boşluklarına ihtiyaç duyulur. Bu da binaların kat adetlerini artırmaya imkan sağlar. Dikeyde 50 m’ye kadar çıkabilen bakır borulama imkanı vardır. Böylece ara tesisat katlarına ihtiyaç duyulmadan, dış ünitelerin çatıda ya da zeminde yerleştirilmesi mümkündür. DSD Sistem, montaj esnasında da zaman tasarrufu sağlar. İç ünitelerin ve boru bağlantılarının yapılabilmesi için betonarme inşaatın bitmiş olması yeterlidir.
DSD sistemleri 3 tiptir.
1. Sadece soğutma yapabilen sistem.
2. Heat-pump: Isıtma-soğutma işlemleriniayrı ayrı yapar.
3. Heat-Recovery: Bir binanın bir mahalinde aynı anda bir tarafta ısıtma yaparken, diğer kısımda soğutma yapma imkanı sağlar.


DSD sistemlerle çözümlenen binalarda ortamın taze hava ihtiyacı, ısı geri kazanımlı havalandırmalı (IGKH) sistem ile sağlanabilir. IGKS sistem "ısı geri kazanımlı havalandırma" anlamına gelir. Dış ortamdan alınan hava iç ortamdan çekilen hava ile ısı transferine sokulur ve içeriye ısıtılmış veya soğutulmuş olarak verilir.

3. SONUÇLAR
1. Tek zonlu, tek kanallı, sabit hava debili sistemler istenildiğinde komşu sistemlere zarar vermeden durdurulabilir.
2. Çok zonlu sistemler ise bir binada çalışma, konfor vb. şartları farklı olması istendiğinde uygundur.
3. Reheat yani tekrar ısıtma sistemleri çok pahalı işletme gideri olan sistemlerdir. ASHRAE 90.1-1989’a göre re-heat yapılmasına izin verilen durumların dışında uygulanması doğru değildir.
4. Bir bypass sistemi küçük ve basit tesislerde kullanılır. Bu sistem enerji tasarrufu düşünülmeyen fakat ilk tesis masrafı azaltılmak istenen yerlerde kullanılır.
5. DHD sistemler işletme maliyeti ve enerji gideri sabit debili sistemlere göre az olup ilk yatırım maliyeti daha yüksektir. Çok zonlu sistemlerde başarı ile kullanılabilir. Değişen yüke bağlı olarak dış hava oranı değiştirilemediğinden, düşük yüklere yeterli taze hava beslenmesi problem yaratır.
6. Fan-powered sistemler ışıklandırma ısısının ısıtmada kullanılmasını sağladığından enerji tasarrufu getirirler. Ayrıca hacimler kullanılmadığı zaman periyodunda ana santral çalışmadığından, fan-powered kutu fanları çalışarak, hacmin o şartlardaki ısı ihtiyacı karşılanır. Bu suretle yine işletmedeki belirli bir miktar işletme masraflarının düşmesi sağlanabilir.
7. Minimum hava debisini sağlayan DHD sistemlerinde tekrar ısıtma yapılması uygundur.
8. Çift kanallı sistem, tek kanallı DHD sisteme göre daha fazla enerji sarfeder. Yani işletme maliyeti daha yüksektir. Fakat tekrar ısıtma düzeni gibi akışkan boruları, sızıntı tehlikesi bulunan kullanım alanı tavanlarda dolaştırılmaz.
9. Multizon sistemlerde ise her zona ayrı bir kanal gider. Küçük binalarda uygundur. Çift kanallı sistemden daha ucuzdur.
10. 4 borulu sistem ise 2 borulu sistem göre işletme masrafları az olup yatırım maliyeti yüksek olan bir sistemdir. Fakat bir dış çevre cephe veya zonda ısıtma yapılırken diğer bir dış çevre cephe veya zonda da soğutma yapılabilir.
11. Değişken Soğutucu Debili (DSD)
- DSD sistemler için tesisat mahalleri gerekmez, binada yer tasarrufu ve eleman tasarrufu sağlanır. Binalarda kullanılabilir alanları artırmak gelirleri de artırmak demektir. DSD sistem basit yapısı ve kompakt ölçüleri ile çok az yer kaplamaktadır.
- Eğer bina tasarımında her katta küçük bir mekanik oda oluşturulabilirse, tamamen müstakil ve bağımsız sistemler dizayn edilir. Bu durum hem uygulama-montaj maliyetlerinde tasarruf, hem de enerji tasarrufu sağlar.
- DSD sistemle yüksek binalarda dahi dış üniteler ile görüntü kirliliğine yol açmadan çözüm üretilir. Ayrıca dış ünitelerin ses seviyelerinin düşük olması sebebi ile dış ünitelerin konabileceği yerler konusunda kolaylık sağlanır.
- DSD sistem ve IGKV sistemi ile ortamların iklimlendirilmesi tam olarak çözülebilmektedir. IGKV sistem ısı geri kazanımlı bir sistemdir. Dış ortamdan alınan hava, iç ortamdan çekilen hava ile ısı transferine sokularak,içeriye belli bir seviyeye kadar ısıtılmış veya soğutulmuş olarak verilir. Böylece enerji tasarrufu sağlanır.
- DSD sistem ile ısı transferi için kullanılan enerji miktarı azaltılmıştır. Chiller sisteminde ısı taşıyıcı akışkan su iken, DSD sistemde direkt soğutucu akışkan kullanılır.
- Hassas kontrol sayesinde aşırı ısıtma ve soğutma engellenerek enerji tasarrufu sağlanır.
- 4 borulu fan-coil sistemlerinde ilk yatırım maliyeti ortalama 135$, DHD sistemlerde 120$ iken DSD sistemlerinde 110$’dır.
- DSD sistemler standarttır. 100 m’den fazla borulama yapılamaz. Ayrıca taze hava ihtiyacının da ayrı bir sistem tarafından karşılanması gerekir.
12. Kendinden Karıştırmalı Isıtma, Havalandırma-Klima Terminali Sistemleri
- Terminal kutusunun üzerinde sadece bir adet motorlu vanası vardır. Bu vana 4-5 senede bir değiştirilir. Bunun dışında bakım problemi yoktur.
- 2 borulu fan-coil sistemlerine göre %10-15 pahalı, 4 borulu fan-coil sistemlerine göre ise %5 ucuz bir sistemdir.
- Yüksek basınçlı bir sistem olduğundan klima santrali kapasitesi büyük çıkar. Kanal dizaynı iyi yapılmalıdır.
- Fan-coil sistemlerine göre daha fazla primer hava, tüm havalı sistemlere göre ise daha az primer hava gerekir.
- Değişken hava debili sistemlere göre işletme ve yatırım maliyeti olarak daha ucuzdur.
- Uygun iklim bölgelerinde tesis edilecek spilotair sistemlerde kazan dairesi ortadan kaldırılıp, spilotair terminallerin primer hava giriş tarafına elektrikli ısıtıcı ilave ederek ilk yatırım maliyeti düşürülebilir.
13. Çoklu Zon Otomasyonlu Fan-Coil Sistemi
- İlk yatırım maliyeti 4 borulu fan-coil sistemlerinden %15 daha fazladır. Ancak işletmede 1,5-2 sene içerisinde kendini amorti eder.
- Bütün üniteler merkezi sistemden kapatılıp açılabilir. Örneğin bir dış üniteye bağlı 10 adet iç ünite olsun ve bu iç ünitelerden sadece bir tanesi çalıştırılmak istensin. Bu durumda salyangoz kompresör normalden onda biri kadar enerji harcayarak çalışır ve dolayısıyla dış ünitenin enerji sarfiyatı da aynı oranda azalır. Böylece enerji tasarrufu yapılır.
- Ek bir taze hava sistemi gerekir.

Hazırlayanlar: Doç. Dr. Eyüp AKARYILDIZ - Mak. Yük. Müh. A. Göknil ERGİN

Klima

Klima, soğutma çevrimi kullanılarak bir ortamdan ısı çekmek (yani ortamın sıcaklığını azaltmak),fazla nemini alıp ortama taze hava sağlamak için tasarlanmış sistem veya mekanizmadır. İnsanların bulundukları çevre, ortam içinde sıcaklığın ayarlanabilmesi, bulunulan ortamın konforunu artırır. İnsanın rahat ettiği çevre sıcaklığı bir başka ifadeyle rahatlık sıcaklığı bulunan ortamdaki hava sıcaklığıyla havanın nem oranına bağlıdır. Aşırı nem aşırı sıcaklıktan daha rahatsız edicidir. Örneğin 40 °C sıcaklık ve %10 nispi neme sahip bir hava 30 °C sıcaklık %80 nispi neme sahip bir havaya göre daha iyidir , çünkü nem oranı arttıkça insan vücudunun sıcaklık karşısındaki reaksiyonu yavaşlar. Bu nedenle klimalarda yalnızca havanın soğutulması yeterli olmaz nem oranının da ayarlanması gerekir. Bu işlemlerin yapılmasına klimalandırma veya iklimlendirme denir. Bu amaçla kullanılan donanıma ise klima (En:air conditioner) denir.

Klimaların Çalışma Prensipleri

Klimanın çalışma yöntemi, belirli bir basınç altında bulunan sıvı haldeki akışkanın istenilen sıcaklıkta buharlaştırılması ve buhar halden tekrar sıvı hale döndürülmesidir. Çalışma prensibini termodinamiğin ikinci kanunu açıklar.

Çevrim malzemesi olarak kullanılan gaz bir kompresör aracılığıyla emilip sıkıştırılarak sıvılaştırılır. Sıkıştırma sırasında açığa çıkan ısı bir fan vasıtası ile atmosferik çevreye (dış ortama) atılır . Bu sıvı daha sonra genleşme valfi tarafından üzerindeki basıncın düşürülmesi ile bulunduğu ortamdan ısı çekerek gaz haline dönüşür. Bu esnada bulunduğu ortamdan ısı çektiği için ortam sıcaklığını da düşürmüş olur. Soğutma akışkanı kompresör tarafından emilerek çevrim aynı şekilde tekrarlanır.

Klima Tarihi

İklimlendirme sağlamak için ısıyı makineleri kullanarak taşımak görece modern bir icattır, binaları soğutmak ise değildir.Antik Romalılar’ın belirli evleri soğutmak için sukemerinden gelen suyu o evlerin duvarlarında dolaştırdığı bilinmektedir.Bu şekilde suyun kullanımı pahalı olduğu için, sadece zengin kişiler böyle bir lüksü karşılayabiliyorlardı.

Orta çağ İran’ı ise sarnıçlarla ve rüzgar kuleleriyle sıcak mevsimde soğutulan binalar vardı: sarnıçlar(merkezi bir avluda bulunan geniş havuzlar, yer altı tankları değil) yağmur suyunu toplardı; rüzgar kuleleri rüzgara karşı pencerelere ve hava akışını binanın altına yönlendirmek için dahili pervanelere sahipti, genellikle sarnıcın üzerine ve rüzgar soğutma kulesine doğru yönlendirirler.[2].Sarnıçtaki su buharlaşarak binanın içindeki havayı soğuturdu.

1820’de, İngiliz bilim adamı ve mucidi Michael Faraday sıkıştırılan ve sıvılaştırılan amonyağın, buharlaşabildiğinde, havayı soğuttuğunu keşfetti.1842’de, Florida’lı doktor John Gorrie buz üretmek için, ki bu buzları Apalachicola’daki hastanesindeki havayı soğutmak için kullanıyordu, kompresör teknolojisini kullandı [3]Buz yapan makinesini sonunda binaların sıcaklıklarını ayarlamak için kullanmayı umuyordu.Tüm şehri soğutan merkezi bir sistemi dahi düşünüyordu.[4] Prototipinde kaçak olmasına ve düzgün çalışmamasına rağmen, Gorrie buz yapan makinesi için patenti 1851’de aldı.Hemen ardından baş finansal destekçisi ölünce başarı umutları yok oldu, Gorrie makineyi geliştirmek için ihtiyaç duyduğu parayı alamadı.Biyografi yazarına göre(Vivian M. Scherlok) “Buz Kralı” Frederick Tudor’u, kendi başarısızlığından dolayı suçluyordu, çünkü Tudor’un kendi icadına karşı bir kampanya yürüttüğünden şüpheleniyordu.Dr.Gorrie 1855’de fakirlik içinde öldü ve iklimlendirme fikri 50 yıllığına ortadan kayboldu.

İklimlendirmenin ilk ticari uygulamaları kişisel rahatlıktan çok endüstriyel işlemlerde kullanıldı.1902’de ilk modern elektrikli klima Willis Haviland Carrier tarafından icat edildi.Bir basım fabrikasındaki işlem kontrolünü geliştirmek için tasarlanan icadı sadece sıcaklığı kontrol etmekle kalmıyor aynı zamanda nemide kontrol ediyordu.Düşük ısı ve nem uygun kâğıt ölçülerini yakalamayı ve mürekkep hizalamasını sağlayacaktı.Daha sonra Carrier’in teknolojisi, işyerlerindeki verimliliği arttırmak için kullanıldı ve Carrier şirketi artan talebe uymak için şekillendi.Zaman geçtikçe iklimlendirme ev ve araçlarda rahatlığı arttırmak için kullanılır hale geldi.1950’lerde konutlara olan satışlar ani bir şekilde arttı.

1906’da, Amerika’lı Stuart W. Cramer, dokuma fabrikasındaki havaya nem eklemek için yeni yollar keşfediyordu.Cramer "air conditioning," terimini aynı yıl yaptığı patent talibinde “water conditioning”in(tekstil işlerini kolaylaştıran bir proses) bir analoğu olarak ilk kez kullandı.Nem ile havalandırmayı birleştirerek ortamı değiştirdi ve ve tekstil fabrikalarında çok önemli olan nemi kontrol ederek fabrikanın içindeki havayı değiştirdi.Willis Carrier terimi kabullendi ve bunu kendi şirketinin isminde kullandı.Havadaki suyun, soğutma etkisi yaratmak için, buharlaştırılmasına buharlaştırmalı soğutma denir.

İlk klimalar ve buzdolapları amonyak, metil klorid, ve propan gibi, kaçak durumunda ölümcül kazalara sebep olabilecek, zehirli ve yanıcı gazları kullanıyorlardı. Thomas Midgley, Jr.1928’de ilk kloroflorokarbon gazı olan Freon’u yarattı.Bu soğutkan insan lar için daha güvenliydi fakat daha sonra ozon tabakasına zararlı olduğu anlaşıldı. "Freon" ise tüm kloroflorokarbonlar(CFC), hidrojenli kloroflorokarbonlar(HCFC) veya hidroflorokarbonlar İÇİN KULLANILAN, Dupont’a ait bir ticari isimdir, her birinin ismi moleküler kompozisyonlarını anlatan bir sayıya sahiptir(R-11, R-12, R-22, R-134).Doğrudan genişlemeli soğutmada en çok kullanılan karışım ise R-22 diye bilinen bir HCFC’dir.Bunun yeni ekipmanlardaki kullanımı 2010 yılına kadar yavaş yavaş azalacak ve 2020 yılına kadar tamamen bitecektir.R-11 ve R-12 Amerika’da artık üretilmemekte, bunu satın almanın tek yolu ise diğer iklimlendirme sistemlerinden elde edilmiş, temizlenmiş ve saflaştırılmış gazları almaktır.Birçok ozona zarar vermeyen soğutkanlar alternatif olarak geliştirilmiştir.”Puron” marka adıyla bilinen R-410A’da bunlara dahildir.

İklimlendirme teknolojilerinde yenilikler, özellikle enerji verimliliğini arttırma ve iç mekan hava kalitesini arttırma konusunda, devam

Klima Santralleri

Klima Santrali : Atmosferden alınan taze havanın çeşitli koşullandırmalardan sonra mahale gönderilmesini sağlayan cihazdır. Klima santralleri bir çok tipte üretilir ama 3 ana başlık altında toplayabiliriz

- Karışım Havalı Klima Santrali
- Isı geri kazanımlı Klima Santrali
- Taze Havalı Klima Santrali

Temel olarak klima santrali aşağıdaki ünitelerden oluşur ;

- Damper Motoru ( Taze Hava ve Egzoz veya Karışım)
- Filtre
- Isıtma Serpantini
- Sogutma Serpantini
- Vantilator
- Aspirator

Bunların dışında farklı ünitelerde olabilir bunlar santralin tipine ve kullanım amacına göre santralde bulunur ama temel olarak yukarıdaki üniteler her klima santralinde bulunur.
Karışım Havalı Klima Santrali : Karışım havalı klima santrali egzoz havasını istenen miktarda taze hava ile karıştırabilen santraldir. Egzoz havası dış havaya göre konfor seviyesine yakın olduğu durumlarda egzoz havası taze havaya karıştırılır ve taze hava damperi kısılarak dışarıdan daha az taze hava alınır bunu bir senaryo ile anlatırsak ;

Dış hava 39 derece mahale üflediğimiz hava 24 derece egzoz havası 27 derece bu durumda dışarıdan alınan havanın 24 dereceye indirilmesi için daha fazla soğutma yapmak gerekir soğutmanın çok fazla enerji harcadığını hepimiz biliyoruz bu yüzden dış havayı minimum seviyede tutarak egzoz havasını taze havaya karıştırmak gerekir burada dikkat edilmesi gereken husus egzoz havasının karbondioksit veya VOC ( Bileşik gazlar ) miktarıdır eğer karbondioksit ve VOC oranı normalin üzerinde ise egzoz havasını karıştırmamak gerekir.

Karışım havalı klima santralinin kullanılmadığı mekanlar ;

- Egzoz havasının zehirli olduğu yerler. ( Hastaneler, İlaç Fabrikaları v.b )
- Mutfak'lar.
- Egzoz havasının kirli olduğu yerler.
Isı Geri Kazanımlı Klima Santrali : Isı geri kazanımlı klima santralinde egzoz havası ile taze hava fiziki olarak birbirine karışmadan ısı geri kazanım hücresinde birbirlerine enerjilerini vererek havayı koşullandırır.
Taze Havalı Klima Santrali : Atmosferden aldığı havayı şartlandırarak mahale gönderen klima santralidir. Bu tip klima santrallerinde vantilatör ve aspirator hücresi farklı yerlerde olabilir.
Klima santrallerinde Otomasyon

Klima santralleri hakkında temel bilgileri öğrendikten sonra asıl anlatmak istediğim konu klima santrallerinde otomasyon nasıl yapılır. Bilgiğimiz gibi hepimiz konforlu ortamlarda yaşamak istiyoruz insan vucudu için en ideal konfor sıcaklığı 21-23 derece arasındadır. Otomasyonun amacı giderlerin minimum seviyede tutularak konforun sağlanmasıdır. Bütün ticari binalarda klima santrali mevcuttur. Klima santrallerinde yapılan otomasyonu 2 bölümde düşünebiliriz

1. Klasik Otomasyon : Klasik otomasyonda her bir kontrol ünitesi bir veya birkaç klima santralini cihazın içine yüklenen programa göre kontrol eder.

Klasik Otomasyonun Dezavantajları
- Dışarıdan müdahale yapabilmek için cihazın tekrar programlanması gerekir.
- Senaryolar sabittir.
- Haberleşmesiz olduğu için sistemin uzaktan izlenme imkanı yoktur.
- Yapabilecekleriniz cihazın giriş- çıkışı kadardır.
- Giriş- çıkış noktaları universal değildir. ( Genelleme )

Klasik Otomasyonun Avantajları :
- Yatırım maliyeti olarak düşüktür.
- Fazla bakım gerektirmez.
- Senaryoların sınırlı olduğu sistemlerde ideal'dir.

2. Scada : Supervisory Control and Data Acquisition (SCADA) anlamı : Veri Tabanlı Kontrol ve Gözetleme Sistemi Benim tarifimle scada bütün bir sisteme bir click kadar yakın olmaktır.

Scadanın mantığına şu vardır bir veya birden fazla cihaz kendi başına local olarak sistemi veya sistemleri kontrol eder bu cihazların hepsi bir haberleşme protokolü ile birbirleri ile ve ana bilgisayar ( bu bir bilgisayar veya başka bir cihaz olabilir ) ile haberleşleşirler ana bilgisayarda bir ekran resmi bulunur bu ekran resmi kontrol edilen sisteme uygun şekildedir ekran resmi üzerinden izleme ve kontroller yapılır. Bu sistemi derinlemesine anlatmayı isterdim fakat sorularla şekillenmesi daha iyi olur diye düşünüyorum. Klima santrali otomasyonuna tekrar dönersek klima santralleri üzerinden bir çok nokta otomasyonda gösterilir.

Isı Geri Kazanımlı Heat Pump VRF Klimalar

Üç borulu Isı Geri Kazanımlı VRF Klima sistemi farklı bölge ve odalarda eş zamanlı ısıtma ve soğutma sağlama özelliğine sahiptir. İhtiyaç duyulan tüm gereksinimler karşılanırken, yüksek COP değerleri (3,97 COP=22,4 KW için) ile de elektrik tasarrufu sağlarlar. Üç borulu Isı Geri Kazanımlı modeller 22,4-84 KW arasında soğutma, 25-95 KW arasında ısıtma kapasitelerine sahiptir. 13 tipte, 81 farklı kapasitede iç ünite seçeneğine sahiptir.



Temel Özellikler

- Yüksek verimliliğe sahiptirler,

- Eş zamanlı ısıtma ve soğutma yapabilme özelliğine sahiptirler,

- R410A akışkanlı,

- Isıtma veya soğutma çalışması, çalışma ortamına ve ihtiyaçlarına uygun şekilde ünite bazında otomatik olarak küçük akış seçme ünitesi tarafından yapılır,

- Her dış ünitede ikişer adet inverterli DC twin-rotary kompresör bulunmaktadır,

- Dış ünite ile iç ünite arası yükseklik farkı maksimum 50 m’dir,

- İç üniteler arası yükseklik farkı maksimum 35m’dir,

- Maksimum gerçek boru uzunluğu 125 m ‘dir,

- Toplam boru uzunluğu 300 m ‘dir,

- Aktif yağ yönetimi sistemi ile mükemmel güvenilirlik sağlanır,

- Yapay akıllı ağ sistemi mevcuttur ve Bina Yönetim Sistemine (BMS) uyumludur.

İki Borulu Heat Pump VRF Klima

VRF Klima sistemi R410A soğutucu ile çalışır ve tüm dış ünitelerinde en son inverter teknolojisini kullanır. VRF Klima sistemleri sağladıkları esneklikler nedeni ile tüm uygulamalara olanak tanır.Enerji verimliliği ön planda tutularak dizayn edilmiş VRF Klima sistemlerinin COP’si 4,25’tir (22,4 KW için). 48 iç üniteye kadar bağlantı yapılabilen ve 300m’ye kadar borulama imkanı sağlayan VRF sistemlerin, soğutma kapasitesi 14-135 kw iken, ısıtma modunda 16-150 kw’tır.

Tam Doğrusal Kapasite Kontrolü

VRF Klima sistemlerinde inverterli kompresörler kullanılır, bu da sabit hızlı kompresörleri kullanan sistemler ile karşılaştırıldığında daha az elektrik tüketimi ve düzgün-doğrusal performans sağlanması anlamına gelir.

Enerji Tasarrufu ve Çevreye Duyarlılık

VRF Klima sistemlerinin sahip olduğu eşsiz teknoloji sayesinde kapasite kontrolü oransal olarak yapılabilmekte ve bu sayede enerji tasarrufu maksimize edilmektedir. Kapasite kontrolü DC inverter teknolojisi ve her iç ünitede mevcut modulasyon valfleri sayesinde yapılmaktadır.

VRF Klima sistemlerinde kullanılan inverter kontrol teknolojisi, gerekli miktardaki gücü üreterek kullanıldıkları ortamda arzu edilen konfor koşullarını en hızlı şekilde ulaşılmasını sağlamaktadır. Bu kontrol sistemi sayesinde, geleneksel sistemlerdeki ani güç artışları ortadan kaldırıldığı için maksimum enerji tasarrufu sağlanır.

VRF Klima sistemleri ile;

- CO2 emisyonu düşürülüp, global ısınmanın önüne geçilmiştir.

- Sistemde kullanılan parçaların %90’ı geri dönüşüm özelliğine sahiptir.

- Kurşunsuz lehim kullanılarak çevreye zarar verilmesi önlenmiştir.

- Ozona sıfır zarar veren R410A gazı kullanılmaktadır.



Güvenilirlik

Kompresörlerin rotasyonlu çalışmasını sağlayan teknoloji ile yük her bir kompresöre eşit olarak dağıtılmaktadır.

VRF sistemlerinin dış ünitelerinin çalışma sırası belli zaman periyotları içerisinde değiştirilir. Bu sırada yük, her bir dış ünitede bulunan kompresörlerin çalışma süreleri eşit olacak şekilde dağıtılır. Inverterli kompresörler kullanıldığı için, rotasyon sırasında aşırı yük oluşması önlenir, böylece dış ünitelerin ve kompresörlerin ömürleri standart VRF sistemlerdekinden daha uzun olmaktadır.

İlk çalışma anında oluşan aşırı yükten dolayı standart VRF sistemlerini oluşturan mekanik ve elektrik parçalarda yorulmalar meydana gelir. Fakat Inverter sürücülü kompresörlerin kullanıldığı Toshiba VRF Klima sistemlerinde bu yorulma riski ortadan kaldırılmış, tüm parçaların ömrünü ve sistemin güvenilirliğini arttırmıştır.

Aktif yağ kontrol sistemi sayesinde her bir iç ünitedeki kompresörlerin yağ seviyeleri ayrı ayrı kontrol edilir. Herhangi bir şekilde bir kompresörün yağ seviyesinde azalma tespit edilirse, diğer dış ünite kompresöründen otomatik olarak yağ transferi yapılır. Her bir dış ünitede bulunan kompresörlerin eşit yağ seviyesine sahip olmaları için birbirlerine bir yağ dengeleme borusu ile bağlanmıştır.

Back-up Fonksiyonu

Herhangi bir nedenden ötürü bir dış ünitede bulunan kompresörlerden biri arızalanırsa PCB kart üzerindeki bir anahtarın değiştirilmesi ile sistem çalışmasına devam edecektir. Böylece bakım işlemleri yapılırken, kullanıcıların konfor koşulları aksamadan sağlanacaktır.

Eğer birbirine bağlı dış ünitelerden oluşan bir sistem varsa, ana dış ünitenin arızalanması durumunda diğer dış ünite “ana dış ünite“ olarak seçilebilir ve sistem çalışmasına devam edebilir.

Daha Sessiz Dış Ünite

Dış ünitelerin ses seviyeleri, komponentlerde yapılan iyileştirmeler ile azaltılmıştır. Ayrıca dış ünitelerin sahip oldukları otomatik ses düşürme modu ve gece düşük ses seviyesinde çalışma modları da ses seviyesinin düşürülmesinde önemli rol oynamaktadır.

Otomatik Ses Düşürme Modu: Dış ortam sıcaklığının azaldığında, buna bağlı olarak klima yük ihtiyacı da azalmakadır. VRF dış üniteleri bu anlarda otomatik ses düşürme moduna girerek çalışmasını sürdürür.

Gece Çalışması: VRF Klima sistemleri Gece Çalışma modlarında çalıştırıldığında ses seviyeleri 50dB (A)

Soğutucu Akışkanlar

Ana madde: Soğutucu Akışkanlar
Soğutma makinalarında önceleri amonyak ve karbondioksit kullanılmıştır. Günümüzde ise freon kullanılmaktadır. Soğutucu akışkanlar şu özelliklere sahip olmalıdır :
•    Buharlaşması ve sıvılaşması uygulanabilir basınçlar altında olmalıdır
•    Buharlaşma sıcaklığı mümkün olduğunca düşük olmalıdır
•    Kimyasal olarak ayrışmamalı , yanmamalı , zehirli olmamalı ve metal yüzeylerle reaksiyona girmemelidir.
•    Düşük güç ile çalışabilmelidir
•    Maliyeti düşük olmalı ve kolay temin edilebilmelidir.
•    Çevreyi kirletmemesi gereklidir.
•    İçinden geçtiği boru vs. paslandırmamalıdır.En çok kullanılan soğutma akışkanları şunlardır:
•    Freon 12
•    Freon 22
•    Freon 134a
•    Freon 407c
•    Freon 410A ( Ozona zararsızdır. ) 407c nin muadili olup daha verimli olduğundan 407c nin yerini tamamen almıştır.
•    Amonyak (Amonyak; patlayıcı,yanıcı ve zehirlidir.)
•    Freon 12
•    Frigen 12
•    Kaltron 12
•    Genetron 12
•    Kükürtdioksit

Freon 12, freon gazının F11 , F12 , F13 , F22 , F502 gibi türleri vardır. Bileşiğinde C , Cl ve F bulunur. Çoğunlukla klima cihazlarında bu gaz kullanılır. F12'nin atmosferik basınçta kaynama noktası –29,8 °C , donma noktası –157,78 °C 'dir. Yoğunluğu havanın yoğunluğundan büyüktür. Renksiz bir gazdır.

Enerji Sarfiyatı

Termodinamik olarak kapalı sistemlerde, ayarlı bir sıcaklık derecesinde tutulan sistemlere(ki bu günümüz klimalarında standart bir çalışma modudur) herhangi bir enerji girişi, klimadan olan enerji uzaklaştırma oranının yükselmesini gerektirir.Bu yükseliş, sisteme giren her bir birim enerji için(örneğin bir ampulun yakılması), klimanın bu enerjiyi sitemden uzaklaştırması gerekliliği etkisine sahiptir.Bunu yapmak için de giren enerji ile verimin çarpımını azaltarak, tüketimi arttırmalıdır.Örneğin kapalı bir sistemde 100 W’lık bir ampulün çalıştığını varsayalım, ve klimanın verimi de %200 olsun. Bunu telafi etmek için klimanın enerji tüketimi 50W artar, böylece 100 W’lık ampül toplamda 150 W enerjiden faydalanmış olur.

Klimalar için verim %100’ün oldukça üzerinde olduğuna dikkat ediniz.

Soğutma yöntemleri

Soğutma veya klima tekniğinde üç yöntem uygulanır:
1.    Fiziksel Yöntem : Sıvılar buharlaşırken çevreden ısı çekerler , buharlaşan sıvının çevreden ısı çekmesi , ısı çekilen ortamın sıcaklığının düşmesine neden olur. Isı kaybının neden olduğu sıcaklık düşmesine ya da sıcaklık azalmasına soğuma denir. Fiziksel soğutma yönteminin endüstride kullanılan en önemli şekli , soğurmada soğutma yöntemidir. Bu sistemde ısı enerjisinden yararlanılır. Herhangi mekanik parçası yoktur. Soğutma devresinde soğutucu olarak silikojel ve su kullanılır. Silikojel nem tutucu ya da emici siliko-sodyuma maddesel bir asitin etkimesiyle oluşur. Bu bileşik daha sonra yıkanıp kurutulabilir. Çok küçük tanecikler halinde soğutma devresine yerleştirilen silikogel amonyağı emer. Amonyak düşük sıcaklıklarda suda kolayca çözülür. Bu çözelti 65 °C sıcaklıkta ısıtıldığı zaman buharlaşır ve sudan ayrışır. Suyun işlevi soğutma devresindeki amonyağı çözmektir. Sistem ; soğurma cihazı, kondansör (yoğuşturucu) ve (evaporatör) buharlaştırıcıdan oluşur.
1.    Kimyasal Yöntem : Normal sıcaklıkta oldukları halde bazı kimyasal maddeler belirli aralarda birbirleriyle karıştırıldıkları zaman daha düşük sıcaklıklar elde edilebilir. Bunun nedeni karışım oluşurken çevreden bir miktar ısı alınmasıdır. Örneğin kar veya buzla sofra tuzunun karıştırıldığında soğuma elde edilir. %65 kar veya buz, % 35 tuz ( NaCl ) karıştırıldığında ilk sıcaklık 0 °C , karışım sıcaklığı –20 °C'dir. %60 kar ya da buz %40 tuzun ilk sıcaklığı 0 °C , karışım sıcaklığı –30 °C'dir.
1.    Mekanik Yöntem : Mekanik yöntemle soğutma dışarıdan iş verilerek soğutucu akışkanın basınç ve sıcaklığının yükseltilmesi esasına dayanır. Termodinamiğin 2. kanununa göre ters Carnot çevrimi prensibine göre çalışır.

Soğutma Birimi

Klimaların soğutma değerini ifade eden birim, kısaltılmış hali BTU olan British Thermal Unit'tir. Watt ve Joule arasında direk ilişki kurulabilen bu birim soğutma gücü için özellikle kullanılmaktadır. Soğutulacak odanın özellikleri, soğutma için gereken BTU değerini vermektedir. Aşağıda bir odayı soğutmak için verilmesi gereken BTU değerinin, odanın özelliklerinden nasıl etkilendiğini görebileceksiniz.

    Oda Alanının BTU Etkisi...

        \ BTU_{alan} = Genislik (m) \cdot Uzunluk (m) \cdot 337

337 sayısı bölge katsayıdır. Türkiye için

    Akdeniz 445
    Doğu Anadolu 308
    Ege 423
    Güney Doğu Anadolu 462
    İç Anadolu 346
    Karadeniz 385
    Marmara 395 alınmalıdır.

    Pencerelerin BTU Etkisi... (Pencere yoksa ciddiye almayınız, panjur vs. yoksa sonucu 1,5 ile çarpınız)...

        \ BTU_{guney} = Guneye Bakan Pencere Alani \cdot Pencere Sayisi \cdot 870

        \ BTU_{kuzey} = Kuzeye Bakan Pencere Alani \cdot Pencere Sayisi \cdot 165

        \ BTU_{pencere} = BTU_{guney} + BTU_{kuzey}

    Odayı paylaşan kişi sayısı...

        \ BTU_{insan} = KisiSayisi \cdot 400

    Aletler ve aydınlatma araçlarının ürettiği ısı miktarı... (Watt Toplamı)

        \ BTU_{alet} = Aletlerin Enerjisi \cdot 3,5

        \ BTU_{aydinlatma} = Aydinlatmanin Enerjisi \cdot 4,25

Bu değerlerin toplamı, genel soğutma ihtiyacını BTU olarak verecektir. Yani;

        \ BTU_{oda} = BTU_{alan} + BTU_{pencere} + BTU_{insan} + BTU_{alet} + BTU_{aydinlatma}

Sağlık Uygulamaları

Kötü bakılan bir iklimlendirme sistemi sıklıkla; Lejyoner hastalığı diye diye bilinen hastalığın virüsü olan Legionella pneumophila veya termofilik actinomycetes gibi ajanların gelişmesini ve yayılmasını sağlayabilir. [6]Tersine, filtrasyonu, nemlendirmesi, serinletmesi ve dezenfeksiyonu bulunan iklimlendirme sistemleri, hastanelerde hasta güvenliği ve sağlığında uygun atmosferin kritik olduğu ameliyat odaları ve diğer çevrelerde, temiz, güvenli ve daha düşük alerji riski içeren bir atmosfer sağlamak için kullanılabilir.İklimlendirmenin alerji ve astım hastaları üzerinde pozitif bir etkisi de olabilir.[7]

Ciddi sıcaklık dalgalarında, iklimlendirme yaşlıarın hayatını kurtarabilir.Bazı yerel yetkililer evlerinde klimaları olmayanlar için genel serinleme merkezleri bile oluşturmuşlardır.

Kötü çalışan iklimlendirme sistemleri, eğer çok uzun süre maruz kalınırsa, işitme kaybına neden olabilecek seviyelerde sesler üretirler.Bu seviyeler uzun bir süre bir havaalanının veya bir otobanın yanında yaşamakla aynıdır.Düzgün çalışan klimalar ise daha sessizdir.

İklimlendirme

İklimlendirme terimi çoğunlukla soğutma ve iç havanın ısı konforu için neminin alınması, çoğunlukla soğutma yapılarak, işlemlerine atfedilir.Daha geniş bir anlamda, terim HVAC, ısıtma, soğutma ve havalandırma veya havanın durumunu iyileştirmek için dezenfeksiyon işlemleri için de kullanılır.[1] Bir klima (AC veya Kuzey Amerika İngilizcesinde A/C, İngiliz ve Avustralya İngilizcesinde aircon) bir soğutma çevrimi kullanarak, çoğunlukla binalardaki ve taşıma araçlarındaki konfor için ortamdaki ısıyı çeken, bir aygıt, bir sistem veya bir mekanizmadır.

Kısa Açıklama
Carrier, 1901'de Cornell Üniversitesi elektrik mühendisliği bölümünden mezun oldu; aynı yıl Temmuz ayında Buffalo'daki Buffalo Forge Company'de çalışmaya başladı. Altı ay içinde şirketin araştırma geliştirme laboratuvarının başına getirildi. Buradaki ilk projelerinden biri, ısıtma bobinlerinden oluşan bir sistemden geçirildiğinde havanın ne kadar ısı soğurabileceğini belirlemekti; bulguları şirketin ısınma giderlerinde binlerce dolar tasarruf sağladı. İlk projelerinden bir başkası da soğutmaya yönelikti.; Brooklyn'de Sackett-Wilhelms Lithographing and Publishing adlı matbaa şirketi, ısı ve nem değişimleri yüzünden kağıdın genleşmesi ve büzüşmesi sonucu baskı sürecinde renklerin donuklaşması gib bir sorun yaşıyordu. Willis H. Carrier; 17 Temmuz 1902'de bu şirket için dünyanın ilk klimasının tasarımlarını tamamladı: Klima, matbaanın ısı ve nem oranını hassasiyetle denetleyen 30 tonluk bir makinaydı.

İklimlendirme Uygulamaları

İklimlendirme mühendisleri iklimlendirme uygulamalarını geniş olarak “konfor” ve “işlem(proses)” olarak ayırmışlardır.

Konfor Uygulamaları dış havada veya iç ısı yüklerinde bir değişiklik olsa dahi iç mekanda insanlar tarafından tercih edilen ısıl konforu sağlamayı amaçlar.

Bir ofiste oturarak çalışan insanların, en yüksek performanslarını 22.2 °C ‘te sergilemeleri beklenmektedir.Oda sıcaklığındaki her 0,61 °C ‘lik değişiklikte, performans yaklaşık %1 azalır.[5] Ayakta durarak çalışırken en yüksek performans ise biraz daha az sıcaklıklarda sergilenir.Daha şişman insanların maksimum performansı ise biraz daha düşük sıcaklıkta gerçekleşir.Daha zayıf insanların maksimum performansı ise biraz daha yüksek sıcaklıklarda gerçekleşir.Genel olarak kabul edilse de, bazı insanlar işçilerin verimliliğinin, Hawthorne etkisinde açıklandığı gibi, ısıl konforla değişmediğini düşünmektedirler.

Konfor için iklimlendirme geniş binaları uygun hale getirir.İklimlendirme olmadan, binalar daha dar veya içerisi doğal havalandırmayla yeterince hava alabilsin diye kuyularla beraber inşa edilmeleri gerekirdi.İklimlendirme, ayrıca, binaların daha yüksek olmasına da izin verir, çünkü rüzgar hızı, çok yüksek binalarda doğal havalandırmaya elverişsiz olacak şekilde, aşırı derecede artar.Çeşitli bina tipleri için konfor uygulamaları oldukça farklıdır ve aşağıdaki gibi kategorize edilebilirler;

    Alçak, konut binaları, tek katlı aile evleri, dubleks evler ve küçük apartmanlar dahil.
    Yüksek, konut binaları, yüksek yurtlar ve apartmanlar gibi.
    Ticari binalar, ticaret için inşa edilirler, ofisler, alışveriş merkezleri, restoranlar, vb.
    Kurumsal binalar, bunlara hastaneler, devlet binaları ve akademik binalar dahildir.
    Endüstriyel alanlar;buralarda işçilerin konforu arzulanmaktadır.

Binalara ek olarak, iklimlendirme araçlar, trenler, gemiler, uçaklar ve uzay araçları gibi taşıma araçlarının konforu için de kullanılmaktadır.

İşlem(Proses) uygulamaları bir prosesin, iç ısı, nem yükleri ve dış çevre şartlarından etkilenmeden, uygulanabilmesi için uygun bir çevre sağlanmasını amaçlar.Çoğunlukla konfor olarak görülsede, şartları belirleyen insan tercihleri değil, prosesin gereksinimleridir.Proses uygulamalarına şunlar dahildir:

    Hastanelerde ameliyat odaları; burada enfeksiyon riskini azaltmak için hava filtrelenir ve hastanın su kaybını azaltmak için nemlilik kontrol edilir.Sıcaklıklar genellikle konfor bölgesinde olsa da, açık kalp ameliyatı gibi özel uygulamalar düşük sıcaklıklara ihtiyaç duyarken(yaklaşık 18 °C), ve yenidoğan servisleri gibi diğerlerinde görece yüksek sıcaklıklara(yaklaşık28 °C) ihtiyaç vardır.

    Entegre devrelerin, ilaçların üretildiği, içinde yüksek hava temizliğinin,sıcaklık ve nem kontrolünün prosesin başarısı için gerekli olduğu kontrollü odalar.

    Laboratuar hayvanlarının beslendiği yerler.Birçok hayvan baharda ürediğinden, şartların sürekli bahar gibi olduğu yerlerde tüm yıl tutulmaları bütün yıl üremelerine sebep olabilir.

    Uçak iklimlendirmesi.Kavramsal olarak yolcular için konfor sağlamayı ve ekipmanları soğutmayı amaçlasa da, uçak iklimlendirmesi, uçağın dışındaki düşük hava basıncından dolayı, özel bir işlemdir.

    Veri işleme merkezleri
    Tekstil fabrikaları
    Fiziksel test merkezleri
    Bitki büyütme alanları
    Nükleer tesisler
    Kimya ve biyoloji laboratuarları
    Madenler
    Endüstriyel ortamlar
    Yemek pişirme ve işleme alanları

Hem konfor hem de proses uygulamalarında hedef sadece sıcaklığı kontrol etmek değil, ayrıca nemi, hava kalitesini ve hava kalitesini de kontrol etmektir.

1 Haziran 2011 Çarşamba

Yeni nesil klimalar sadece serinletmiyor evin bütün havasını değiştiriyor

İnsanoğlunun ideal yaşam alanında ısının 20-27, nemin ise yüzde 30-60 aralığında olması gerekiyor. Dışına çıkıldığında ortam rahatsız edici oluyor. Konfor bölgeleri yaratmanın yollarından biri de klima kullanmak. Hatta yazın tek seçenek. Sıcağa karşı önlem almak için bir lüks olmaktan öte, gereklilik haline geldi. Üretici markalar, rekabet içinde teknolojilerini sürekli yeniliyor. Böylece klimalar sadece havayı serinletmekle kalmayıp sigara dumanını yok ediyor, hastalıkları önlüyor, havayı temizliyor, sessiz çalışıyor. İşte en yeni teknolojiler.
    Diğer tüm elektrikli cihazlarda olduğu gibi, klimalarda da artık en çok aranan özellik, tasarruf sağlayan A sınıfından olması. Böylece hem faturalar düşüyor, hem de çevreye daha az zarar veriliyor. Örneğin, Toshiba Süper Inverter Daiseikai serisi klimalar, A sınıfı klimalara oranla yüzde 40 daha az elektrik harcıyor. Soğutma ve ısıtma modlarında minimum kapasitede 70 watt elektrik tüketiyor. Airfel Inverter klimalar, A sınıfı enerji verimliliği sayesinde yüzde 30’a varan enerji tasarrufu sağlıyor. Türkiye distribütörlüğünü Isısan’ın yaptığı Daikin klimalar ise hareket algılayıcı göz özelliğiyle ortamdaki hareketliliği anlayarak çalışıyor. Böylece daha az elektrik yakıyor. Olefini klima cihazları da A sınıfı enerjiyle çalışıyor.
    Sigara dumanına, küf kokusuna son
    Yeni modeller, yüksek kalitedeki filtreleriyle ortamdaki havanın daha temiz olmasını sağlıyor. Filtrelerin bazıları sigara dumanını yok etmeye yararken, bazıları zararlı partiküllere son vererek bakterileri öldürüyor. Vailant Inverter Plus V7 serisinde bulunan toz filtresi, ortama verilecek havayı arındırıyor ve photo catalyst filtre kötü kokuları engelleyerek bakteriyle virüsleri tutuyor. Demirdöküm klimalar, nemin rahatsız edici derecede yüksek olduğu durumlarda ortamdan nem alıp kullanıcıya konfor sağlıyor. Airfel Inverter klimaların filtreleme sisteminde de nano gümüş iyon, catechin, bio ve toz filtrelerini tek bir bünyede toplanıyor. Zararlı bakteri oluşumunu ve alerjileri önlüyor, gözle görünmeyen mikro organizmaları yok ediyor. Inverter klimaların iç ünite batarya kurutma sistemi, klimanın nem alma ve soğutma işlemleri sırasında iç ünitede oluşan nemi kurutuyor. Böylece nemli ortamda yaşayabilecek küf, bakteri ve alerjenlerin oluşması engelleniyor.

    Olefini klima cihazları, iyonizer teknolojisiyle küflenmeyle savaşıyor. Klima Plus’un getirdiği Mitsubishi Kirigamine klimalar çöp, balık, evcil hayvan, tuvalet, bozulmuş yumurta gibi rahatsız edici kokuları 20 dakika içinde yüzde 100 oranında ortadan kaldırıyor. Vestel Platinum klimalar, saniyede yaydığı 1.3 milyar negatif iyonla, ortamdaki negatif elektriği, toz ve bakterileri yakalayarak stresi yok ediyor. Koku kartuşuyla, bulunduğu ortama doğanın rahatlatıcı çiçek kokularını taşıyor. Anti-alerjik, anti-virüs ve anti-bakteriyel filtreleriyle sağlıklı, hijyenik bir hava yaratıyor.
    Kendi kendini temizliyor    Klimaların artık kendi kendini temizleyen modelleri de var. Örneğin Vailant Inverter Plus modeller güneş ışığına bırakıldığında kendi kendini temizliyor. Böylece tekrar kullanıma hazır hale geliyor. Toshiba Süper Inverter Daiseikai klimalar, drenaj suyunu kullanarak iç ünite bataryasını yıkayarak kendini temizliyor.
    Otomatik sıcaklık kontrolü olan modeller arzu edilen sıcaklık derecesi elde edilene kadar çalışıyor, iç ortamdaki ısıyı da sabit tutuyor. Bazı modellerde dışarıdaki ısıyı algılayarak sıcaklığı ayarlıyor. Mesela yaz, kış, ısı yükü olan yerlerde, dış ortam sıcaklığının -10 dereceye kadar olduğu durumlarda soğutma yapabiliyor. Böylece 24 saat, tüm yıl soğutma istenen ortamların klimatizasyonu kolaylıkla sağlanıyor.
    Uyku fonksiyonu olan modeller, uyurken sizin için ideal sıcaklığı sağlıyor. Aynı zamanda sessizlik özelliği ön plana çıkıyor. Yatak odası için belirlenen 30 dB ses seviyesinin çok altında, 20 dB ses seviyesinde çalışan modeller bile var. Daiken klimaların rahat uyku modu ortam sıcaklığını kademeli olarak azaltıp çoğaltıyor. Bu sayede konforlu bir uyku sunup iç ve dış ünitenin ses seviyesini düşürüyor. Vestel klimalarda bulunan uyku modu, ortam sıcaklığını ve hava akımını, uyku esnasında otomatik olarak rahatsız etmeyecek seviyeye ayarlarken, re-start özelliğiyle elektrik kesilmelerinde, klimanın kapanmadan önceki ayarlarıyla yeniden çalışmaya başlamasını sağlıyor.
    Hava eşit dağılıyor    Hava yönlendirme kanatçıkları da klima teknolojilerinde çok önemli. Havanın sağa sola, aşağı yukarı homojen biçimde dağılması sayesinde serin hava bir yere yoğunlaşmıyor ve hastalıklar önleniyor. Mitsubishi Electric Kirigamine split klima serisi I-SEE Sensör fonksiyonuna sahip olan seride bulunan özel göz 150 derecelik geniş bir açıyla döşeme ve duvar sıcaklığını ölçerek otomatik olarak bir yandan diğer yana hareket eder. Isı farklılığı olan bölgeleri tespit ederek ısıyı o bölgeye yönlendirir. Odanızda homojen bir hava dağılımı sağlıyor. Türkiye’de E.C.A bayileri tarafından satılan York Taurus split klimalar geniş açılı hava dağılımı özelliği sayesinde, kullanıldığı alanın tamamında etkisini hızla hissettiriyor.
    Klimaların da hafızası var    Klimalar artık otomatik emniyet sistemleri ve gelişmiş hafızalarıyla da ön plana çıkıyor. Airfel Inverter klimalar, üç dakikalık otomatik emniyet koruma sistemiyle elektrik kesintilerinde kendini üç dakika korumaya alıyor. Bu özellik, klimanın uzun yıllar yüksek performans göstermesini sağlıyor. Otomatik yeniden başlatma özelliğiyle cihaz çalışırken herhangi bir elektrik kesintisi olursa, klima ayarlanmış çalışma koşullarını hafızasına kaydediyor. Elektrik geldiğinde hafızasındaki kayıtlara göre eski ayarlarda çalışmaya devam ediyor. Taurus klimalar da hafıza fonksiyonu sayesinde kapatılıp tekrar açıldığında, en son ayarlandığı sıcaklığı hatırlıyor.
    Küçük modeller daha verimli    Evlerimizde en yaygın olarak kullanıldığımız modeller split klimalar. Bu modeller genelde iç ve dış üniteden oluşuyor. Birçok üniteden oluşan multi-split modelleri veya portatif klimalar da var. Portatif modellerin dezavantajı hortum yardımıyla dışarıya çıkışını vermek ve kısa aralıklarla su haznesini temizlemek.
    Bütün evi tek bir ürünle serinletmeyi düşünenler için merkezi modeller de mevcut. Fakat uygulamaları split modeller kadar kolay ve ucuz değil. Ayrıca bir klimanın büyük olması daha iyi olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü mekânı homojen biçimde soğutamıyor. Sabit hızda çalışıp az dur kalk yapan küçük bir klima, sık sık çalışıp duran büyük bir klimadan daha da verimli olabiliyor.
mobil klima | mobil klima